Kelime Olarak “Utopia”
Utopia
kelimesinin kökeni, eski Yunanca’daki outopos (oυτοποσ) ve eutopos (ευτοποσ)
kelimelerine dayanmaktadır. Outopos,
olmayan yer anlamına gelirken; eutopos,
güzel yer demektir. Bu iki kelimenin birleşimi sonucunda utopia, “hem güzel, hem de olmayan yer” anlamına
gelir. Utopia kelimesini ilk olarak
aynı adı taşıyan eseri ile Thomas More kullanmıştır. Ütopya düşüncesinin temel
referansı, Platon’un “Devlet” (Politeia) adlı kitabıdır. 20. Yüzyıl ütopyaları
ise, modern dünyanın sorunları neticesinde anti-ütopya (distopya) metinleri biçiminde ortaya çıkmıştır. Kısaca ütopya,
bugün “var olmayan” ama gelecekte gerçekleşmesi arzu edilen “güzel” yerdir.
Klasik
ve modern ütopyalar, edebiyat türü olarak metinlerarası özellikleri ile
felsefeden teknolojiye, mitolojiden psikanalize kadar birçok farklı kaynaktan
beslenir. Ütopya metinleri,
yazıldıkları dönemin tarihselliği içinde gerçeklik ile bağlantılı iken;
geleceğe dair arzuları ve beklentileri karşılamaya çalıştığı için fantazi,
edebiyat ve kurgu ile iç içedir. Ütopya bugüne dair
söylediği ile politik, geleceğe dair
söylediği ile fantastik unsurlar içerir.
Klasik Ütopyalar:
Devlet -
Platon
Ütopya - Thomas
More
Güneş Ülkesi - Tommaso Campanella
Yeni Atlantis - Francis
Bacon
Bazı Modern Ütopyalar/Distopyalar:
Biz - Yevgeniy İvanoviç Zamyatin
Cesur Yeni Dünya - Aldous Huxley
1984 - George
Orwell
Fahrenheit 451 - Ray Bradbury
Damızlık Kızın Öyküsü - Margaret Atwood
Dişi Adam – Joanna Russ
Zamanın Kıyısındaki Kadın – Marge Piercy
Ekotopya - Ernest Callenbach
Matrix Avcısı (Neuromancer) - William Gibson
Triton - Samuel
R. Delany
Mülksüzler - Ursula K. Le Guin
Ütopyanın Temelleri
Ütopya,
yaşamı düzenlemeyi amaçlayan projedir. Ulaşılabilir en iyi yaşam
sistemini kurup, onu düzenli ve değişmez kılmayı hedefler. Ütopya yeni bir
toplumsal yapı için, var olan yaşamı tümden değiştirmeyi arzular. Öncelikli
hedef, devletin yönetim araçlarını şekillendirmektir. Ütopya, kurguladığı yeni
düzenin pratiği ve daha da önemlisi devamlılığı için; ekonomi, aile, cinsel
yaşam ve eğitim alanında bir dizi uygulamalar geliştirmek zorundadır.
Ütopyaları cazip kılan, insanın gündelik
ihtiyaçlarına, gelecek zaman kipi
içinde çerçevelendirilmiş çözümler sunmasıdır. Ütopyacı hareket, ister tahayyül
ister eylem sürecinde olsun, geliştiği koşulların sorunlarını çözecek tatmin
arayışları ile güdülenmiştir. Bazen eko-politik, bazen de fantazi yolu ile
insani dürtüleri harekete geçirmeyi
amaçlar. Sunduğu çözümler gündelik gerçeklikten uzak dahi olsa, geleceğe
yönelik olması ile heyecan ve umut vericidir. Ütopyanın ürettiği zaman ve mekan tasviri, mevcut yaşam
koşullarını aşarak; emeğin özgürleştiği, bedenin erotikleştiği ve kaygının
olmadığı bir yaşamı tahayyül eder.
Ütopya, çözüm vaat eder. Ütopik düşüncenin gerçeklik kazanması için
yöneldiği konular; anayasa ve hukukun pratiği, emek ve özel mülkiyet, eğitim ve
bilginin kullanımı, çalışma koşulları ve serbest zaman faaliyetleri, cinsellik
ve aile, bireysellik ve tektipleştirme gibi temel sorunlardır. İkircikli olan
yaşam koşullarını aşmayı hedefleyen ütopya, bu sebeple çoğunlukla totaliterdir.
Konuşmacı:
Bülent Somay
Düzenleme ve Ekleme:
Ahmet Usta