Triton etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Triton etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Dijital Distopyalar


Zamanın Kıyısındaki Kadın

Feminist, ekolojik ufkun içselleştiği öyküde Marge Piercy’in kahramanı sıra dışı yeteneklere sahip Connie’dir. Sevdiği insanları kaybeden, şizofreni teşhisiyle akıl hastanesine yatırılan, üzerinde deneyler yapılan Connie zihinsel gücünü kullanır ve gelecektekilerle temasa geçer. Gelecekten bugüne Ziyaretçiler gelir ve onu 2137’e götürürler. Ziyaretçilerin dünyasında Doğa vardır, aile ve devlet yoktur; cinsel serbestlik esastır, delilik makbul deneyimdir; ‘İnsan, insanın kurdudur’ rekabeti aşılmıştır. Ziyaretçiler mümkün yaşamı, Connie gibi ihtiyaç duyanlara tebliğ ederler: ‘Yaşamında ve şimdiki zamanda mücadele edemeyebilirsin. Sizin zamanınız, tümden başarıyı sağlamayabilir. Bizler var olarak, gelecekteki savaş için mücadele etmeliyiz. Sana, size, geçmişe dönmemizin nedeni budur.’

 

Triton

Samuel Delany’ın yazdığı post-modern heterotopya anlatısı kişilerin, değerlerin, amaçların içi içe geçtiği bir evrendir. Triton’daki izlek heterotopya, dillin gündeliğine, olanaklarına ve tahayyülüne şerh düşer; mit, masal, ütopya ile gelen geçmişin sözünü sekteye uğratır. Dilin tekinsizliği ile anlamlar tezat, dost kelimeler düşman olur.

Anlatı gelecekte Neptün’ün uydusu Triton’da geçer. Güneş sistemindeki uydular, kolonidir artık ve liderlik yarışında Dünya ile Mars kapışır. Hikayenin kahramanı  Marslı Bron meta-mantıkçı/matematikçidir ama mütemadiyen beceriksizdir. Hayal, gerçek olmuştur; Triton’da insanlar özgürlük içindedir. Konfor her yerdedir, insanlar istediği zaman cinsiyet değiştirir, dünyaları harikadır. Fakat nedense, insanlar cenneti yaşarken, pek üzüntülüdürler.

 

Dijital Distopya

Zaman içinde, bilim-kurgulardaki yüksek teknoloji dünya, yerini distopik evrenlere bırakır. ‘Android’ler Elektrikli Koyun Düşler Mi?-P. Dick’ ve ‘Neuromancer-W. Gibson’ gibi metinlerle gelecek, biçim ve içerik değişimine uğrar. Tekno-akıl yönetim, cyborg-insan melezleme, yapay zekâ-insan ruhu çatışması v.b. temalar işlenir. Dijital distopya ile siber ve otantik dünya ikizlemesi ortaya çıkar. Devlet ve kurumların yerini tekno-akıl şirketler alır, şirketler kaosu amaçlar, ekonomi karaborsa yürütülür. Sayısal mimari ağlar, yaşamı, insanı ve bilinci tanzim eder.

Temsil ile gerçek arasında bağ kopmuş, fark ortadan kalkmıştır. Görüngülerin arkasında Hiçlik gezinir. İnsan bedeni, kendine tüketici ve çevresine ham maddedir. Gerçek artık simülasyondur, yeniden üretilir. Evrende bilgi çok, Dünya’da anlam yoktur.

...

Olamayanı düşünen istek, müphem arzu, bugünün eşiğinde konaklayan geleceğe dair ufuk, doğal hukuka hasret, mümkün, tarihin mümkün değil dediği ama bazı fanileri özlemden öte sarıp sarmalayan hayal/et, Adalet...