bereket tanrıçası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bereket tanrıçası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Anadolu’da Ana Tanrıça Kültü ve Bulguları


Tarihin yazımı -somut veri az olduğu için analiz etmekte yetersiz kaldığında- geçmişi, gerçekliği ile değil, gerçeklik üzerine hikâyelerle anlatma zorunda kalmıştır. İzler üzerinden yapılan yorumlarla ilerleyen hikâyeci tarih yazımının bir yansıması da, Ana Tanrıça kültü tarihçiliğidir.

Çatalhöyük Tanrıça yâda Kadın Figürleri

Neolitik dönem ile birlikte Anadolu’nun yerleşim alanlarında Mezopotamya’da olduğu gibi tanrıça kültü yaşanmıştı. Bu alanlardan biri, aynı zamanda atipik özellikler gösteren Çatalhöyük yaşamıdır. Çatalhöyük kült keşiflerinden en önemlisi “Aslanlı oturan Tanrıça” idolüdür. Neolitik dönemin ortalarına, M.Ö. 6.000’li yıllara ait olan pişirilmiş kilden yapılma kahverengi tonlardaki 16 cm yüksekliğindeki heykelcikte Bereket Tanrıçası, çıplak vaziyette tahtında oturmaktadır. Birçok Ana Tanrıça idolünde olduğu gibi figür, geniş kalçalar ve büyük göğüslerle tasvir edilirken; bunlara ilaveten Çatalhöyük arkaik toplumda çok önemli yere sahip olduğu bilinen ve kutsal kabul edilen vahşi havyalar yani dişi aslanlar kendisine eşlik etmektedir.

Seated Mother Goddess flanked by two lionesses - from Çatalhöyük in Anatolia, circa 6.000-5.800 BC, head has been restored, made clay, height 16 cm - at the Ankara Museum
Aslanlı oturan Tanrıça - Çatalhöyük, M.Ö. 6 bin
Vahşi hayvanlara hükmeden, Çatalhöyük insanı için Toprak Anadır. Ve tanrıça, tahtta oturmaktadır. Hatta bacakları arasındaki çıktının, çocuk başı olarak tanrıçanın doğurganlık anını temsil ettiği ileri sürülmüştür. Taht üzerinde oturan Çatalhöyük Tanrıçası -daha sonra Kibele, Artemis ve Athena’da görüldüğü gibi- kült olduğu bölgenin, şehrin koruyucusu tanrıça imgesinin öncülüdür. Çatalhöyük’deki aslanlı tanrıça figürü, “Vahşi hayvanların egemeni - Mistress of animals - Potnia theron” modeli içinde Mezopotamya’dan Kibele’ye hatta arkaik Romalılar yani Etrüksler’e kadar oldukça sık görülmüş, tanrıça temsilidir.
Figure of Goddess -not head- from Çatal Höyük in Shrine VI, height 5 cm, Painted clay
Tanrıça yada kadın figuru - Çatalhöyük, boyama kil
Çatalhöyük’te Bereket Tanrıçası kültü ile hayvanların kutsallığı iç içedir, bulgularda amorfik, totemik biçimde işlenmiş vahşi havyanlar -özellikle boğa, aslan, yılan- kutsal ve çoğunlukla korkulan canlılardır. Ana Tanrıça kütlülerinin bulunduğu yerlerde -özellikle Mezopotamya, Mısır havzasında- iç içe geçmiş Boğa figürüne rastlanmaktadır. Boğa -damızlık olarak ayrılmış, sabana koşulmamış ve güçlü hayvan olarak- Toprak Ana’nın bereketini arttırmak, kızgınlığını dindirmek, döllenmesini sağlamak için kurban edilmiştir. Benzeri inanç, arkaik Anadolu’da Çatalhöyük ve Hacılar bulgularında da simgesel olarak gözlenmiştir.
Seated Goddess or Female figurine from Çatalhöyük - circa 5,500-5,000 BC, made Terracotta, height 9,4 cm -at the Ankara Museum
Oturan Tanrıça yada Kadın figürü - Çatalhöyük, M.Ö. 5,500, pişilmiş kil, yükseklik 9,4 cm

Gımbutas’ın Ana Tanrıça Teorisi veya İdeolojik Fantezisi

Marija Gımbutas arkeolog olarak 1970-1990 yıllar arasında -kazı ekibinde yer aldığı Çatalhöyük sonuçlarını kullanarak- ana tanrıça inancının arketip olduğunu, spekülasyona varan yorumlarla savunmuştur. “Yaşayan Tanrıça” ve “Eski Avrupa’nın Tanrıları ve Tanrıçaları” adlı eserlerinde, Anadolu ve Mezopotamya’daki Neolitik dönem tanrıça heykelcilerini kanıt gösteren Gimbutas, bulguların Avrupa ve Ön Asya’da anaerkil ve çiftçi toplumların, refah koşullarında ve barış içinde yaşadıklarının kanıtı olduğunu savunmuştu; Çatalhöyük, ona göre ilkel refah toplumunun en önemli belgesi idi. Az sayıda da olsa Çatalhöyük’te çıkarılan erkek idollerini görmezden gelmişti. Neolitik çağın ortalarına kadar görülmemiş savaş olgusunu; Karanlık Çağlar olarak anılan M.Ö. 5 bin ile 3 bin yılları arasında, Kuzey steplerinden gelen atlı Barbar Kavimlerin saldırısı ve şiddet ile açıklamıştı. Gimbutas’a göre Barbar Kavimlerin saldırıları sonrası zayıflayan Neolitik dönem anaerkil refah toplumları yıkılmış devamında savaşçı, ataerkil ve eşitsizlik üzerine kurulu şehir devletleri kurulmuştu. 
Fertility Goddess Figurine found Anatolia - circa 6000-5000 BCE, made in stone, late Neolithic Age, hight 15 cm - at the Barakat Gallery, USA
Bereket Tanrıçası figürü - Anadolu, M.Ö. 5 bin, taş oyuntu
Gimbutas’ın çarpıcı argümanları -özellikle Feministleri tatmin edecek bir gerçekliği savunsa da –sonuç itibariyle açıkça ideolojikti; bulgu çeşitliliğini, antropolojik durumları görmezden gelmişti. Neolitik ve sonrası dönemlerde tarım toplumları içinde de iç düzensizlikler, kırımlar görülmüştü. Birçok Neolitik yerleşim alanın doğal bir şekilde, dış saldırı olmadan sonlandığı bilinmektedir; hatta Çatalhöyük gibi atipik bir yerleşimin sonlamasının sebebi henüz tek bir nedenle açıklanamamıştır. Sonuçta tanrıça hipotezi ile M. Gimbutas, arkaik ve modern kadın arasında köprü kurmak için -tarihi İpek Yolu’nun izini sürer gibi- Çatalhöyük idollerinden Anadolu kilimlerine, Menderes desenlerine kadar uzanan bir vajina stilizasyon üzerinden kendi görmek istediği vulva ideolojisini, tarih fantezisine dönüştürmüştür.
Goddess or Woman figurine -no head- from Anatolia, circa 4200-3700 BC, made Limestone, - late Neolithic age, height 23.5 cm
Tanrıça yada Kadın figürü - Anadolu, M.Ö. 4200, kireçtaşı, 23 cm
Hacılar Tanrıça yada Kadın Figürleri
Hacılar bölgesi -Burdur sınırları içinde- tıpkı Çatalhöyük gibi Neolitik Çağ Anadolu uygarlıkları hakkında birçok bulguyu günümüze taşımıştır. Hacılar’da keşfedilen tanrıça yâda kadın temsillerinin çoğunlukla tahıl ambarları, ev tabanları ve ocaklarında bulunması; Bereket Tanrıçası kültünü destekler görünümdedir. Hacılar figürleri -kendi içlerinde sınıflandırma olarak- ayak duran, oturan, dinlenir durumda ve çocuğu ile temsil edilen tanrıça yâda kadındır. Figürlerde dikkat çeken ve Hacılar bölgesinin izi olarak kabul edilen yüz hatlarıdır, ağız yoktur ve göz bölgeleri aynı oval çizgilerle imlenmiştir.
Standing Mother Goddess statuette - from Hacılar in ancient Anatolia, circa 6th c. BCE, late Neolitic Age - at the Anatolian Civilization Musem, Ankara
Ayakta duran Tanrıça yada Kadın figürü - Hacılar, M.Ö. 6 bin  

Hacılar Neolithic Mother Goddess of Female figurine- form Hacılar in Neolitik Anatolia
Hacılar Tanrıça yada Kadın figürleri

Hacılar’da şimdilik hiç erkek heykelcik bulunamamış; erkek çocuklar annesinin kucağında temsil edilmiştir. En dikkat çeken figür “Ayakta duran tanrıça yâda kadın” idolüdür. M.Ö. 6 binli yıllara ait eserde tanrıça, kolları iki yanda kalçalarına bitişik ve ayakta görülmektedir ve benzerlerine göre farklıdır. Aynı bölgedeki Kuruçay Höyük’de de benzer objeler bulmuştur. Kuruçay’da bulunan M.Ö. 5 binli yıllara ait kırmızı boyayla astar çekilmiş kil eserde tanrıça; elleri göğüsleri üzerinde ve göğüslerini işaret edercesine dururken; geniş kalçası ve şişkin karın bölgesi ile doğurganlık görümündedir.
Hacılar Neolithic Mother Goddess of Female figurine - from ancient Anatolia, Neolithic Age - Anatolian Civilization Museum, Ankara
Hacılar Tanrıça yada Kadın figürleri - Hacılar, Neolitik Anadolu
Kurçay Höyük Goddess or Female fugirine - from Burdur in Anatolia, circa 6000-5000 BCE, Neolithic period
Kuruçay Höyük Tanrıça yada Kadın figürü - Burdur, M. Ö. 5 bin, boyama kil

Çatalhöyük ve Hacılar kazılarında çıkarılan M.Ö. 8 bin ile 6 bin arası yıllara ait bulgular göstermektedir ki, Neolitik Anadolu’da -atipik bir habitat içinde- simgesel ve pratik düzlemde hem tanrıça kültü hem de ilkel, şamanik inanç iç içedir. Hala devam eden Höyük kazıları düşünüldüğünde tarihin o dönemine özgü ve kolektif deneyimler; daha sonraki tarihi katmanlarına çoğunlukla taşınamamıştır.
Çatalhöyük and Mother Goddess or Female figurines - Neolithic Age in Anatolia - at the Museum of Anatolian Civilizations, Ankara
Çatalhöyük ve Hacılar Tanrıça yada Kadın heykelcikleri - Neolitik Anadolu - Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ankara

Göbekli Tepe ve Tanrıça Tezinin Zayıflaması

M.Ö. 10 binli yıllara ait –şimdilik, bulunan en eski tapınak- olan Göbekli Tepe’de, belirgin ana tanrıça kültüne rastlanmadı. Göbekli Tepe ile tapınak çevresinde -yerleşik hayat bulgusu olmasa da- insanların düzenli olarak ritüel, hayvan kurban etme hatta Potlach benzeri komünal paylaşım eylemleri yaptıklarına dair verilere ulaşılmıştır. Görsel betimler, çoğunlukla animalist inanış ve eril figürlerden oluşmaktadır. Göbekli Tepe’nin bulunması ile “Neolitik dönem ve Ön Asya’da Ana Tanrıça inanışı geçerliydi” genellemesi zayıflamış oldu.
Göbekli Tepe - The oldest temple in the World - from Neolithic Age in Anatolia
Göbekli Tepe'deki T Anıtı 

Kibele: Anadolu’nun Bereket Tanrıçası

Anadolu’nun Neolitik dönem ve yazılı tarih öncesi tanrıça idolleri, M.Ö. 2 binli yıllardan itibaren arkeolojik katmanda ortadan kayboldu ve bu tarihlerde Hititler ortaya çıktı, yazı kullanılmaya başlandı. Hitler çok tanrılı, tanrıçalı dini benimsediler ve Hititler’e kadar isimsiz olan Ana Tanrıça, onlarla beraber “Kubaba” adını aldı. Hititler’den sonra Anadolu’nun en güçlü devletini kuran Frigler, tanrıçaya “Kibele” adını verdiler. 
Statue of Cybele and children - from Asia Minor, circa 7-6th c. BC - at the Antalya Museum, Turkey
Kibele ve çocukları heykeli - M.Ö. 7. yüzyıl, Antalya

Kibele, Bereket Tanrıçası ve Ana olarak kabul edilmişti. Frigler, şehirlerini koruyan tanrıçanın bereketini kutsamak için tapınak rahiplerini hadımlaştırmış, seçilmiş ve özel olarak beslenmiş erkekleri, -tıpkı Sümer’lerde olduğu gibi, Kibele’nin öfkesini dindirmek ve inayetine ulaşmak için kurban vermişlerdi. Kibele, daha sonra Ege-Akdeniz pagan dünyası üzerinde de etki gösterdi. Gordion’da bulunan bir Frig tapınak yazısında mealen şöyle yazmaktadır: “…Kybele hem hayat verir, hem de hayat alır.”

Bereketten Güzellik Tanrıçasına Geçiş: Eros, Afrodit, Venüs


Bereket tanrıçasıyla, verimliliği ve üremeyi; güzellik tanrıçası ile cinselliği ve arzuyu anlıyoruz, biliyoruz antropolojik bulgular ışığında. Üreme ve cinsellik, tarih boyunca ve bugün hep iç içe geçmiş; karıştırılmış ama ontik düzlemde. Ahlak öğretileri, üreme ve cinsellik arasına sınır koyma veya disiplin altına alma yoluna gitmiş ve birçoğu ahlaksızlığı doğurmuş Nietzsche’nin dediği gibi. 


Bereket Tanrıçası


Gaia, from "Ara Pacis" Roman marble relief - circa 20-10 BC, at the Copenhagen
Gaia, Roma dönemi Ara Pacis kabartma heykeli
Arkeolojik bulgular sonucu izi, 200 bin yıl öncesine kadar giden Bereket Tanrıçası (Ana Tanrıça) inancı, tarih öncesi çağların kadim, totemik inancı idi. Bereket ve kozmogoni döngüsünü yaratan dişil Varlık olarak inanılmış; adına kültler, idoller ve ritüeller yapılmıştı. Hatta bereketine şükran ve kutsallığına rabıta için canlı canlı insanlar -erkek- kurban edilmişti. (Ana Tanrıça hakkında bir başka yazı için tıklayınız) Sümer’de İnanna, Mısır’da İsis, Anadolu’da Kibele adını alan Bereket Tanrıçası, Yunan kozmogonisinde Gaia’dır. Khaos’dan (boş uzam) ortaya çıkan Gaia, “Toprak Ana” olarak her şeyi var eden ve tüm Yunan tanrılarını doğuran ana tanrıçadır. Yunan kozmogonisinde tanrılar, Gaia’nın ensest ilişkisinden üremiştir; Gaia’nın kendinden çıkardığı Uranos, Gaia’nın hem oğlu hem de kocasıdır. Gaia, Uranos’tan olan oğlu Kronos ile işbirliği yapıp babası Uranos’u öldürür ve sonrasında Kronos’la dünyayı yani Kosmos’u kurar ve yönetir.  

Erkek Dil ve Uygarlık

Taş Devri klan topluluklarında kadınlar, önemliydi; hem üremeyi yani soyun devamlılığını sağlıyor, hem de gıdanın büyük bölümünü oluşturan bitkileri, yemişleri topluyordu. İlerleyen zamanlarda avcılık -insanın doğasında olmadığı için- ile erkekler, kendi aralarında koordine olmaya ve av aleti yapımını geliştirmeye başladı. Sembolik işaretleşmelerin ötesine geçip konuşma dilini de geliştiren erkekler, ilkel silahların mülkiyeti ve fizik gücü ile yerleşik hayatı ataerkil düzene çevirdi.
Eros, Aphrodite and Hermes - Clay tablet from Locri in Calabria, circa 475-450 BCE - at the Munich Museum
Eros, Afrodit ve Hermes - kil tablet, M.Ö. 450

Uygarlık cinselliğin keşfi ile başladı, denebilir. Peki cinsellik, üremeden nasıl ayrıldı? Bereket tanrıçasından, güzellik tanrıçasına geçiş nasıl oldu? Bu tür soruların kesin bilgisi, cevabı yok; hikâyeci tarih ve Eski Ahit üzerinden yapılan genellemeler en nihayetinde lojik değil, mitolojik açıklamalar olarak kalmaktadır. Bereket tanrıçası putlarından çok uzun zaman sonra, erkek bereket tanrısı figürü ve kültleri -Phallus (erkeklik organı) süslü Dionysos ve Hermes temsilleri- ortaya çıkar.

Eros ve Afrodit’ten Venüs’e Geçiş

Head of Aphrodite - form Hellenistic period - at the Archealogical Museum of Istanbul
Afrodit heykeli, Hellenistik dönem
Eros, Yunancada arzu demektir ama bu arzu, sadece aşk duygusunu içermez; cinselliği yani üremeden tamamen ayrılmış şehveti, tutkuyu, hazzı ifade eder. Yunanlılar için mutlak aklın (Logos) dünyada iyi ve güzel olana yer açmasıdır Eros ve bu ortaya çıkmada sanat öncüdür, zemindir. Eros, güzel şeylerin geçiciliği üzerinden ve onları aşarak; kalıcı Güzel İdeası’na ulaşma arzusudur. Mitolojide arzunun tanrısı Eros, güzellik tanrıçası Afrodit’in oğludur. Venüs ve Afrodit, aynı izleğin farklılaşmış güzellik tanrıçalarıdır. Afrodit, Yunan Polis’lerinde şehveti ve ötesinde güzelliği temsil ederken; Venüs, kozmopolit Roma imparatorluğu döneminde hem üremeyi hem de arzuyu içinde taşımıştır. 

Yunanda özgür erkeklerin arzu nesnesi kadın değil, oğlan çocuklarıdır ve Eros’a ulaşmak için yüceltilen geçici güzellik, erkek bedenin gençliği ve eşcinsel aşk olmuştur çoğu zaman. Bu isteğin açıklaması şudur; doğaya ve kadına bağımlı olmaktan azade olmuş tutkular, onları Eros’un idealine yakınlaştıracaktır. Hemcinsine karşı arzu, İlyada Destanı’nda Akilehus ve kuzeni Patroklos arasında incelikli olarak işlenir. Yunanlılar için fiziksel dürtüleri, toprağa bağımlılığı aşmanın ve aklın verdiği özgür irade ile arzu duymanın öncüsüdür Eros. Venüs’ün egemen olduğu Roma dönemde, zorunlu eko-politik sebeplerle arzu (Eros) çekilir. Kozmopolit yapının devamlılığı için toprağa bağlılık, kölelik ve sınıf ayrımı artar ve sonrasında üremeyi ve arzuyu birlikte temsil eden tanrıça Venüs doğar. Devamında gelen Meryem Ana inancı, onun pagan izini üstü örtülü biçimde dahi olsa taşır.


 The Birth of Venus - Sandro Botticelli, c. 1486, tempera on canvas. 172.5 cm × 278.9 cm - at the Uffizi, Florence
Venüs'ün Doğuşu - Sandro Botticelli, 1486







Konuşmacı: Bülent Somay
Ekleme ve düzenleme: Ahmet Usta