Bereket
tanrıçasıyla, verimliliği ve üremeyi; güzellik tanrıçası ile cinselliği ve arzuyu
anlıyoruz, biliyoruz antropolojik bulgular ışığında. Üreme ve cinsellik, tarih boyunca ve bugün hep iç içe geçmiş;
karıştırılmış ama ontik düzlemde. Ahlak
öğretileri, üreme ve cinsellik arasına sınır koyma veya disiplin altına alma
yoluna gitmiş ve birçoğu ahlaksızlığı doğurmuş Nietzsche’nin dediği gibi.
Konuşmacı: Bülent Somay
Bereket Tanrıçası
Gaia, Roma dönemi Ara Pacis kabartma heykeli |
Arkeolojik bulgular sonucu izi, 200 bin
yıl öncesine kadar giden Bereket
Tanrıçası (Ana Tanrıça) inancı, tarih öncesi çağların kadim, totemik inancı
idi. Bereket ve kozmogoni döngüsünü yaratan dişil Varlık olarak inanılmış; adına
kültler, idoller ve ritüeller yapılmıştı. Hatta bereketine şükran ve
kutsallığına rabıta için canlı canlı insanlar -erkek- kurban edilmişti. (Ana Tanrıça
hakkında bir başka yazı için tıklayınız) Sümer’de İnanna, Mısır’da İsis,
Anadolu’da Kibele adını alan Bereket Tanrıçası, Yunan kozmogonisinde Gaia’dır. Khaos’dan (boş
uzam) ortaya çıkan Gaia, “Toprak
Ana” olarak her şeyi var eden ve tüm Yunan tanrılarını doğuran ana tanrıçadır.
Yunan kozmogonisinde tanrılar, Gaia’nın ensest ilişkisinden üremiştir; Gaia’nın kendinden çıkardığı Uranos, Gaia’nın hem oğlu hem de
kocasıdır. Gaia, Uranos’tan olan oğlu Kronos
ile işbirliği yapıp babası Uranos’u öldürür ve sonrasında Kronos’la dünyayı yani
Kosmos’u kurar ve yönetir.
Erkek Dil ve Uygarlık
Taş
Devri klan topluluklarında kadınlar,
önemliydi; hem üremeyi yani soyun devamlılığını sağlıyor, hem de gıdanın büyük
bölümünü oluşturan bitkileri, yemişleri topluyordu. İlerleyen zamanlarda
avcılık -insanın doğasında olmadığı için- ile erkekler, kendi aralarında koordine
olmaya ve av aleti yapımını geliştirmeye başladı. Sembolik işaretleşmelerin
ötesine geçip konuşma dilini de geliştiren erkekler, ilkel silahların mülkiyeti ve fizik gücü ile yerleşik hayatı
ataerkil düzene çevirdi.
Eros, Afrodit ve Hermes - kil tablet, M.Ö. 450 |
Uygarlık
cinselliğin keşfi ile başladı, denebilir. Peki cinsellik, üremeden nasıl
ayrıldı? Bereket tanrıçasından, güzellik tanrıçasına geçiş nasıl oldu? Bu tür
soruların kesin bilgisi, cevabı yok; hikâyeci tarih ve Eski Ahit üzerinden yapılan genellemeler en nihayetinde lojik değil,
mitolojik açıklamalar olarak
kalmaktadır. Bereket tanrıçası putlarından çok uzun zaman sonra, erkek bereket tanrısı
figürü ve kültleri -Phallus
(erkeklik organı) süslü Dionysos ve Hermes temsilleri- ortaya çıkar.
Eros ve Afrodit’ten Venüs’e Geçiş
Afrodit heykeli, Hellenistik dönem |
Eros,
Yunancada arzu demektir ama bu arzu,
sadece aşk duygusunu içermez; cinselliği yani üremeden tamamen ayrılmış şehveti,
tutkuyu, hazzı ifade eder. Yunanlılar için mutlak aklın (Logos) dünyada iyi ve güzel olana yer açmasıdır Eros ve bu ortaya
çıkmada sanat öncüdür, zemindir. Eros, güzel şeylerin geçiciliği üzerinden
ve onları aşarak; kalıcı Güzel İdeası’na ulaşma arzusudur. Mitolojide arzunun
tanrısı Eros, güzellik tanrıçası Afrodit’in oğludur. Venüs ve Afrodit, aynı
izleğin farklılaşmış güzellik tanrıçalarıdır. Afrodit, Yunan Polis’lerinde şehveti ve ötesinde güzelliği temsil ederken; Venüs, kozmopolit Roma imparatorluğu
döneminde hem üremeyi hem de arzuyu içinde taşımıştır.
Yunanda özgür erkeklerin arzu
nesnesi kadın değil, oğlan çocuklarıdır ve Eros’a ulaşmak için yüceltilen geçici güzellik, erkek bedenin gençliği
ve eşcinsel aşk olmuştur çoğu zaman.
Bu isteğin açıklaması şudur; doğaya ve kadına bağımlı olmaktan azade olmuş tutkular, onları Eros’un
idealine yakınlaştıracaktır. Hemcinsine karşı arzu, İlyada Destanı’nda Akilehus ve kuzeni Patroklos arasında incelikli olarak işlenir. Yunanlılar için
fiziksel dürtüleri, toprağa bağımlılığı aşmanın ve aklın verdiği özgür irade ile arzu duymanın öncüsüdür
Eros. Venüs’ün egemen olduğu Roma dönemde,
zorunlu eko-politik sebeplerle arzu (Eros) çekilir. Kozmopolit yapının
devamlılığı için toprağa bağlılık, kölelik
ve sınıf ayrımı artar ve sonrasında üremeyi ve arzuyu birlikte temsil eden tanrıça Venüs doğar. Devamında gelen Meryem Ana inancı, onun pagan izini üstü örtülü biçimde dahi olsa taşır.
Venüs'ün Doğuşu - Sandro Botticelli, 1486 |
Konuşmacı: Bülent Somay
Ekleme
ve düzenleme: Ahmet Usta
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder