Ana Tanrıça İnanışı
Venüs
heykelcikleri olarak tanımlanan ana tanrıça bulguları, çoğunlukla tarih öncesi
dönemlerden (Paleolitik-Neolitik çağ) kalma kadın figürü yontularıdır. Ana tanrıça kültlerinde görülen kadın
figürü; çoğunlukla yüz ifadesi belirsiz, besili ve doğurgan, göğüsleri ve
dişilik organı belirgin temsillerdir. Sınırlı besin-alet-bilgi birikimi ile
doğaya ve toprağa bağlı kıt yaşam koşullarının oluşturduğu mitik inanış içinde arkaik insanlık; yaşamı ve doğayı yaratan Ana
Tanrıça ile kadın bedeni arasında benzerlik kurmuştur.
|
Kostienki Venüsü - 23.000-22.000, Rusya |
|
Gagarino Venüsü - 25.000-20.000, Rusya |
Tan Tan Venüsü
1999 yılında Fas'ta
bulunmuştur ve paleontolojik yaşı 350,000 ile 470,000 yıl arasındadır.
Çok eski zaman dilimine ait olması
sonucu, figürün insan eli ile verilmiş bir biçim mi, yoksa toprak tabakasının
başkalaşımı sonucu oluşan rastlantısal figür benzerliği mi olduğu konusunda
kesin kanıt yoktur. 6 cm yüksekliğinde ve 3 cm genişliğinde kuvartis kaya
parçası bulgunun üzerinde kırmızı-hardal sarısı boya pigmentlerinin bulunması,
insan eli ile üretilmiş figür olduğu fikrini desteklemektedir. Fakat pigmentlerin
insan eli ile üretildiği doğrulanamamıştır. Birçok tarihçi-arkeolog, bulgunun kaya
zeminindeki doğal ayrışma, erozyon sonucu tesadüfen oluşmuş olduğunu düşünmektedir.
Eğer Tan Tan Venüsü insan eli üretim ise, Acheulian döneminde Homo Erectus
insan tarafından üretilmiştir. Ve bu durum, insanın el ve beyin evrimi ile
birlikte ana tanrıça inancının var olageldiğini göstermektedir.
|
Tan Tan Venüsü - 470.000-350.000, Fas |
Berekhat Ram Venüsü
1981 yılında İsrail
topraklarındaki Golan Tepeleri'nde bulundu. 3,5 cm boyutundaki Berekhat Ram
Venüsü 280,000 ile 250,000 yıl arası bir geçmişe sahiptir.
Bulgunun üzerindeki oyma figürün insan eli ile Acheulian dönemindeki
kazıma-yonga araçlarıyla mı üretildiği; yoksa kayaç yapısındaki değişimin
sonucunda oluşan rastlantısal bir görünüm mü olduğuna dair uzlaşma
sağlanamamıştır. Tan Tan gibi Berekhat Ram Venüsü bulgusunun rastlantısal mı,
yoksa figüratif üretim mi olduğuna dair kesin kanıt yoktur. Rasyonalist akıma göre, Tan-Tan ve Berekhat
Ram bulgularının insan eli ile üretilmiş tanrıça sembolizasyonu olduğunu iddia
etmek; spekülatif bir teoridir, hatta bilimsel değil mitik düşüncedir.
|
Berekhat Ram Venüsü - 280.000-250.000, Golan |
Hohle Fels Venüsü
35,000-40,000 yıl
öncesine tarihlenen heykelcik, yünlü mamut dişinden yontulmadır.
Almanya'nın güneybatısındaki Hohle Fels (Oyuk Kaya) adıyla bilinen ünlü
mağarada 2008 yılında bulundu. Hohle Fels
Venüsü, şimdiye dek bulunmuş en eski figüratif heykelcik; aynı zamanda bilinen
en eski apaçık kadın tasviridir. Ana tanrıça temsili olarak kabul
edilmesindeki en önemli etken, diğer önemli bulgularda olduğu gibi abartılı
cinsel organı ve yüz bölgesinin eksik bırakılmasıdır. Başının yerinde bir
deliğin bulunması muska veya kolye olarak kullanılmış olma ihtimalini
güçlendirmektedir. Figürün sert ifadesi;
el becerisi kapasitesinin sonucu mu, yoksa bereketin olduğu kadar ölümün,
şiddetin ve sonluluğun ifadesi olan ana tanrıçanın ezeli gücünün göstergesi
olarak mı üretildi?
|
Hohle Fels Venüsü - 40.000-35.000, Almanya |
Laussel Venüsü
Kireçtaşı zemine
oyulmuş çıplak kadın figürüdür. Fransa’daki Dordogne bölgesinde bulunan ve
üzerinde kırmızı toprak boyası kullanılmış bulgu, yaklaşık 25,000-23,000 yıl
öncesine aittir. Laussel Venüs’ündeki kadının elinde
boynuz ve boynuzun içinde 13 çentik, işaretleme var. Boynuz ve çentik sayısı, doğanın bereketi ve döngüsü üzerine hem
sembolizasyon hem de bilgi içeriyor olabilir. Bazı araştırmacılara göre
boynuz, hem ay takvimini -dönem insanının ay takvimini ve zaman döngüsünü takip
ettiğini, bildiğini- hem de boyunuzun arka yüzünde de 13 çektik olduğu
düşünülür ise, 26 çentik ile ana tanrıçanın bereketi ile kadının doğurganlığı,
aybaşı döngüsü arasında ilişkinin ifade edildiğini speküle etmişlerdir.
|
Laussel Venüsü - 25.000-23.000, Fransa |
|
Laussel Venüsü, Detaylar |
Willendorf Venüsü
Ana Tanrıça kültleri
içinde en önemlisi “Willendorf Venüsü” dür; tahmini yaşı 28,000-25,000 yıl
öncesine dayanır. Kireçtaşından yapılmış 11 cm
yüksekliğinde heykelcik, neredeyse hiç hasar görmemiş biçimde 1908 yılında
Avusturya’da bulunmuştur. Willendorf; belirsiz bırakılmış yüz bölgesi, dalgalı
stilize saçları, doğurgan temsili olarak büyük göğüsleri, geniş kalçaları ve dikkat
çekici vulva bölgesi ile yaşamın sürekliliğini sağlayan ana tanrıça inanışının tipik
temsili olarak kabul edilmiştir.
Wilendorf Venüsü, el işçiliğindeki stilizasyon ve imge-vizyon çağrışımları
sebebiyle, birçok sanat tarihçisi tarafından estetik amaçla üretilmiş en eski
sanat eserlerinden biri –belki de ilki- kabul edilmektedir.
|
Willendorf Venüsü - 28.000-25.000, Avusturya |
Ana Tanrıça Evrenselliğinin
Eleştirisi
Ana tanrıca inancının
evrensel olduğu düşüncesine karşı eleştiri getiren bazı araştırmacılar;
inanışın Paleolitik çağdan kalma Orta Avrupa ilkel yaşam bölgeleri ile Neolitik
çağ öncesi ve sonrası Akdeniz ve Mezopotamya’da yoğun olarak görülürken; Nil Havzası, Çin ve Güney Amerika’daki büyük
antik medeniyetler içinde açık biçimde görülmediğini ve ana tanrıça genellemesinin
Avrupa’daki tarih-antropoloji ekollerinin tarih öncesine karşı takındığı indirgemeci
yaklaşımın sonucu olduğunu ileri sürmektedir.
|
Mal'ta Venüsü - 23.000-20.000, Sibirya |
Ana Tanrıça İnanışının
Değişimi
Ana Tanrıça inanışı;
tüm varlıkların ve doğanın yaratıcısı olan, doğumu, yaşamı, bereketi, şiddeti,
kuraklığı, ölümü var eden mutlak ve monist tanrıçanın varlığına dayanıyordu.
Medeniyet ile beliren Eril Tanrı inanışının öncesinde etkin olan ana tanrıça
mitosu, farklı temsil biçimleri göstermekle beraber Sümerler’de İnanna, Samiler’de İştar, Mısır’da Osiris,
Fenikeliler’de Astarte, Anadolu Kibele, Ege’de Artemis, Hindistan’da Kali ismini
aldı. Antik Yunan mitolojisinde ise ana tanrıça, Gaia isminde belirdi.
|
Kostenki Venüsü - 23.000-21.000, Rusya |
|
Dolni Vestonice Venüsü - 28.000-25.000, Çekoslovakya |
Ana
tanrıça figürlerinin yüz hatlarındaki belirsizliğin nedeni, çoğunlukla el
işçiliği yetersizliği değildi. Belirsizliği ifade eden temsil tekniği, daha
sonraki tarihlerde gelişecek İkonografi sanatını çağrıştırırcasına yüz ifadesinin imgenin görünürlüğü kadar
ulaşılmazlığını da işaret eden bir maske içinde gizlenerek, tanrıçanın suretinin
temsil dışında bırakılmasıyla oluşan kutsallık ile ana tanrıçanın mahrem olarak
ifade edilmesi gerektiğine dair mitik dünya görüşüne, inanışa dayanmaktaydı.
|
Taş Devri Ana Tanrıça İdolleri - 28.000 - 15.000 |
Ana tanrıça inanışı,
zaman içinde değişim göstererek mutlak ve monist tanrıça varlığından
cinselliğin ve güzelliğin temsili olan çeşitli tanrıçalara dönüştü. Bu
dönüşüm sonucu antik Yunan döneminde
Afrodit, Roma kültüründe ise Venüs ismini aldı.
|
Willendorf Venüsü |