Ulus etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ulus etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Sosyalist Ütopyacılar ve Paris Komünü


Ulus ve Millet

Ulus kavramı, Fransız İhtilali sonrası etkisini gösteren “nation” (doğmuş olunan yer) kelimesine dayanmaktadır. Ulus kavramına göre nerede doğdu iseniz, o toprağın vatandaşsınızdır. Ulus, doğduğu toprakların vatandaşı olan tüm halkları kapsamaktadır ama herhangi bir  "ulus devlet" içinde farklı etnik yapıların olması sebebiyle bu kavram, her zaman politik ve ekonomik sorunlar yaratmıştır. Millet kavramı ise, daha çok dini kökenleri tanımlar. Ulus, yurt ortaklığı üzerine kurulu iken; millet, din ortaklığı üzerinden insanları bütünleştirmeyi amaçlar.

Ulus-devlet yaratma projesi, kısmi bir ütopyadır. Ulus kavramı, hayali olarak yaratılır (imajinasyon) ve gerçeklik ile bağlantılı kılınıp, ütopya yapılmaya çalışılır. Ulus-devlet projeleri çoğunlukla; geçmişteki parlak bir zamana (Altın Çağ) dair özlemi ve kutsallığı hedef alır. Ulusların kurguladığı altın çağ, büyük oranda destanlara ve mitlere dayanmaktadır. Bu arkaik tarih ve türeyiş anlatıları içinde kısmi gerçeklik zemini olsa da çoğunlukla mitlere dayanır.

Yeni Kıtadaki Sosyalist Ütopyacılar

19. yüzyılda yaşanan ekonomik ve teknik gelişmeler, insanları ütopik yaşam alanları üretmeye sevk etmişti. Bu dönem içinde Robert Owen, Joseph Proudhon, Henri de Saint-Simon’un düşüncelerinden etkilenmiş olan sosyalist ütopyacılar, İngiltere'de ve yeni kıta Amerika’da eyleme geçtiler. Ve Amerika’da şehirler kurdular. Monogamik evliliği kaldırdılar, komün ekonomisi pratiklerini belli oranda gerçekleştirdiler. Sosyalist ütopyacılar, hedeflerini gerçekleştirmek için Amerikan yerli halkına soykırım dahi uyguladılar. Bu ütopya şehirleri, yaklaşık yüzyıla yakın varlıklarını sürdürmelerine rağmen zaman içinde yeterliliklerini kaybedip, Amerika’nın yeni oluşan eko-politik düzenine dahil oldular ve amaçlarına ulaşmadılar.

1871 Paris Komünü ve Gerçekleşmiş Ütopya

Paris Komünü, 1871 yılının bahar aylarında gerçekleşmiş ve 70 gün sürmüştür. Fransa’da 3. Napolyon cumhurbaşkanı seçilir ve Prusya’ya savaş açar. Prusya’nın başında, kutsal Roma-Germen imparatorluğunu yeniden kurmayı isteyen Bismarck vardır. Fransa savaşı kaybeder ve Prusya askerleri Paris’i işgal eder. 3. Napolyon şehri terk eder ve yeni hükümet (Ulusal Meclis) kurulur. Yeni Fransız hükümeti, Paris’in teslim olmasına karar verir ama Paris halkı, bu işgali kabul etmez. Paris halkı, tarihte görülmedik biçimde birleşir ve “Ulusal Muhafızlar” birliğini oluşturur. İşçiler ile milisler bir araya gelir, barikatlar kurulur. Paris halkı, Prusya birliklerine karşı altı ay boyunca direnir. Halkın direnişi sonucu, Prusya ordusu ilerleyemez. Halk yeni hükümeti kabul etmeyip, kendi komün hükümetini ve halk komitesini kurar. Ve şehir yaşamı yeniden düzenlenir.

Paris Komünü, 1871 baharı boyunca iki aydan fazla iktidarda kalmış “halk yönetimi” olmuştur. Çoğunluk sistemi ile doğrudan seçimler yapılmış, yöneticiler seçilmiş, işçiler üretim kararlarını ortak almış ve üretim araçları kamusallaştırılmıştır. Paris Komünü karşısında çaresiz kalan Versailles’daki Fransız hükümeti, Prusya devleti ile anlaşır ve ellerindeki 130 bin esir Fransız askerini geri alır. Hükümet bu askerleri, iç savaşta halinde olduğu Paris Komünü’nü yıkmak için kullanılır. Paris’e giren Hükümet askerleri ile Komün milisleri savaşır. “Kanlı Hafta” olarak anılan günlerde, sayı ve silah olarak Ulusal Meclis ordusu karşında zayıf olan Paris Komünü yenilir. Paris Komünü direnişi sırasında idamlarla birlikte yaklaşık 50 bin insan öldürülür. Paris Komünü, kısa süreli de olsa gerçekleşmiş ütopyadır.