Martin Heidegger’in ‘Varlık ve Zaman’ eserindeki korku ve kaygı hallerine baktığımızda. Dasein ‘şurada olan varlık’ olarak insandır. O hergünkülük ve zamansallık içindeyken, farklı ama iç içe haller içinde kendini bulur. Fırlatılmışlık, bir-hal-içinde-bulunma, anlama ve söz onun yaşam halleridir.
Bir-Hal-İçinde-Olma
Hergünkülük
içinde Dasein, ihtimam ve ilgilenme zemininde bir-şey-için-bakış hali ve
minvali içindedir. Bakış duyuma, duyum bilgiye, bilgide anlamaya dönüşebilir. Her
bir-hal-içinde-bulunma, pozitif aksiyon içerse de dünyaya düşmüşlüğün minvalindedir.
Her bir-hal-içinde-bulunma, kendi duygu durumunu üretir. Her bir hal-içinde-bulunma,
anlama momentine sahiptir. Her bir hal içindeki duygu durum ve anlama, tefsir
etmek için söz ile dile gelir.
İlgilenme ve Anlama
Anlama,
Dasein için ‘kendi uğruna varolduğunu tasarlayarak var olması’ halidir. O
ilgilenme hali ve minvali içinde, karşılaştıkları ile kendini anlar. Ama bu
çoğunlukla gayrisahih anlamadır. Çünkü, gayrisahih anlama, onu hergünkü
meşguliyetler, sorunlar, ilgilenmeler ve hevesler içinde tasarlar.
Hergünkü
ilgilenmeler, gelecek ve kendine-beklentilendirme getirir. Ve ilgilenmeler içinde
olduğu içindir ki, o hep beklenti içindedir, bekler. Beklenti ile kendini öne-koşma
halinde zamanlaşır. Onun varlığı, zamansaldır. Ama hergünkülük ile gelen anlam tasarımları,
Dasen’in dolaysız var-olmaklığına dair değildir ekseriyetle.
Anlama
ile o, duygu-durumunun ne olduğunu bilir, ama düşmüşlük içinde bu çoğunlukla
gayrisahih bilmedir. Çünkü onun kendini bir hal ve duygu içinde zamansallığın
zemininde sahih bilmesi için, kendi sorgulanır kılması ve kapalılığı-açma-kararlılığı
halinde olması gereklidir.
Kapalılığı-Açma-Kararlığı ve Öne Koşma
Dasein
çevresindeki dünyayı anlayarak, var olur. Onun asli ve sahih varoluşu ise,
kapalılığı-açma-kararlılığı hali olmadan gerçekleşemez. O şimdinin zamansallığında,
kendi var olabilirliğini yaşamak için, gelecek yönünde hareket etmek zorundadır.
Geleceğe yönelen o, ihtimam-göstermenin yapı momenti içinde kendini-önceler.
Kendi önceleyerek varoluşuna olanak ararken, hep öne-koşma içindedir.
Duygu-durum,
Dasein’ı dünyaya fırlatılmışlığı ile karşı karşıya getirir. Ruh hali,
varlığının birincil minvalini temsil eder. O kapalılığı-açma-kararlılığı
içindeyken, içinde-bulunulan-an fenomeniyle ilgilendiği çevresinin yarattığı varlıklardan
kendi çekip alabilir. Kendini şimdiden kurtarırken, böylece gelecek kipi ile
kendi oldum-olasılık haline yönelebilir.
Korku
Dasein
için korku, gayrisahih bir-hal- içinde-bulunmadır. Korkmak, hergünkülük içindeyken,
tehdit edici olana karşı bir- şey-için-bakış minvalinde ortaya çıkar. Korku,
başa gelebilecek bağlamında ‘müstakbel olan’ şeylere ilişkindir. Korku içindeki
o, ilgilenme hali ile bir olanaktan diğerine koşar, çünkü kendini unutmuştur zamansallık
içinde. O korku içinde kendini unutmaya, çevresinde karşılaştıklarını kafa karışıklığı
içinde şimdileştirmeye çalışır. Korkunun nedeni, çerçeveleyen-dünya içinde ilgilenilen
varolanlardır. Korku gündeliktir. Korku ile dünya dahilinde karşılaşılanlar
üzerine çöker.
Umut,
çaresizlik, neşe ve hüzün onun duygu-durum olarak zamansallığıdır. Umut, gelecek
kipi üzerine gelişen fenomen olarak kabul edilse de, aslında şimdi ve korku ile
oluşur. Bir-hal-içinde ve oldum-olasılık modusu içindeyken; şimdi ve umut ile
ilişkilendirdiği şeyler vasıtasıyla, gelecek ve zamansallık kökenli kaygının üstünü
örter. Günübirlik yaşanan duygusuzluk, unutmanın şimdideki görünümüdür. Fırlatılmışlığa
duygusuzluk ile teslim olmak, gayrisahih oldum-olasılıktır.
Kaygı
Kaygı,
hergünkü dünya-içinde-varolmanın tekinsizliğini açığa çıkarır. Dasein, kaygı ile
en saf hali fırlatılmışlığı ile karşı karşıya gelir. Kaygının nedeni, ilgilenme
ile belirgin varolan şeyler değildir. Kaygı ile gelen endişe, belirgin
el-altında-olanlardan ya da mevcut-olanlardan gelmez. Kaygı halinin, çerçeveleyen-dünyadaki
varolanlar ile hiçbir ilintisi kalmamıştır. Kaygı halinde, içinde var olduğu
dünya, hiçbir şey ifade etmeyen ilintisiz dünyaya dönüşür. Dünyanın hiçliği,
kaygının kaynağı olur.
Hiçlik ile kaygı
halindeki Dasein, hep şuradadır ve kendisidir artık. Korkarken ve gayrisahih
gündelik halindeyken; kaygı da dünyasallıktan kopmuş olduğu için, kendi sahih
var oluş olanağı açığa çıkar. Korku için tesis edici olan unutma ile onun
kafası karışır ve dünyevi olanaklar içinde devamlı gider gelir. Korku onu öne
koşturur ve şimdileştirir. Kaygı ise, onu fırlatılmışlığına geri götürdüğü
içindir ki, durmasını ve şimdiye mesafe koymasını sağlar. Kaygı, korkunun aksine,
ilgilenme ve bir-şey-için bakış içinde kendini kaybetmez. Kaygı, onun kendi
olmaklığından doğar.
Kaygı,
hep şuradadır ama hiçbir görünümde değildir. Kaygı o kadar yakındadır ki,
endişe onun tüm bedenine yayılır. Ama yine de, hiçbir yerde belirmiş değildir.
Kaygı, onun sınırlı zamansallığının ontik cevheridir.
Gelecek
anlamayı, oldum-olasılık duygu-durumu, düşmüşlükte şimdide olmayı sağlar.
Korku, kaybedilmiş ve edilecek şimdiden ve gelişmelerden doğarken; kaygı kapalılığı-açma-kararlığının
geleceğinden ve gelecek olmasından doğar. Kaygı, aslidir. Kaygı, ‘fırlatılmış
ölüme-doğru-varlık olarak dünya içinde varolmaktan’ ortaya çıkar.