Müşfik Kenter etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Müşfik Kenter etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

'Sevmek Zamanı' - Ben Senin Yalnız Resmine Aşığım


Yapımcı, Senarist, Yönetmen: Metin Erksan
Oyuncular: Müşfik Kenter, Sema Özcan
1965, Siyah beyaz  


Filmin konusu, surete âşık olmaktır. Filmde boyamaya gittiği köşkün duvarında asılı kadın resmine âşık olan boyacı Halil ile resmindeki kadın Meral’in öyküsü anlatılır. Yönetmenliğini Metin Erksan’ın yaptığı film, çekildiği dönem içerisinde taşıdığı yenilikçi anlatımı ve hikâyesi nedeniyle dağıtımcı bulamadığı için sinemalarda gösterime girememişti.

Sevmek Zamanı - Metin Erksan


Unutulmaz Sahnenin Diyaloğu:

Meral: Niçin benim resmime bakıyorsun? Cevap vermeyecek misin bana? Yoksa gerçeği söylemekten korkuyor musun?
Halil: Öğrenmek istediğini Mustafa söylemiştir sana.
Meral: Ben, senin söylemeni istiyorum. Herhalde bana ait bir şeyi öğrenmek hakkımdır.
Halil: Hayır, sanan ait bir mesel değil bu. Resminle benim aramdaki bir durum seni ilgilendirmez. Ben senin resmine aşığım.
Meral: İyi ama âşık oluğun resim benim resmim. İşte ben de buradayım, söyleyeceklerini dinlemeye geldim.
Halil: Resmin sen değilsin ki. Resmin benim dünyama ait bir şey. Ben seni değil, resmini tanıyorum. Belki, sen benim bütün güzel düşüncelerimi yıkarsın.
Meral: Bu davranışın bir korkudan ileri geliyor.
Halil: Evet, bir korkudan ileri geliyor. Bu korku sevdiğim bir şeye ebediyen sahip olabilmek için çekilen bir korku. Ben senin resmine değil de, sana âşık olsaydım o zaman ne olacaktı? Belki bir kere bile bakmayacaktın yüzüme. Belki de alay edecektin sevgimle. Hâlbuki resmin bana dostça bakıyor. İyilikle bakıyor. Ve ebediyen bakacak.
Meral: Ben de sana bakmak istiyorum.
Halil: Hayır, benle resminin arasına girme, istemiyorum. Ben senin yalnız resmine aşığım.


Birkaç çeşit boşluktur belki de bizleri yaşatan, güncele ve ihtiyaçların dairesi içinde yaşamaya mecbur bırakan. Sevilen varlık, “Sevmek Zamanı” filmindeki erkek karakterin karşılaştığı gibi kadın olunca, erkek için evren artık onsuz kavranılmaz olmuştur. Bir resim, insanın tüm anı ve yaşamı kavramasına yetebilir, muktedirdir. Endişe ve heyecanın nedeni, resimdeki kadının beden-fizik olarak, dünyevi tatmin olmanın imkânsız halleri içinde yeni yoksunlukları erkeğe yükleyecek olmasıdır.



Filmdeki erkek karakter kurulabilecek olası iletişim içinde yaşanacak alışkanlıkların, cazibeyi ve tutkuyu yok edeceğinden korkmaktadır. Erkek, kadının beden bütünlüğünü göstermeyen portre resminde, tamamlanmamış imgesiyle tekil ve ifade edilemeyen bir iletişim kurmaktadır. Kadın, erkek için taşıdığı gizli kalan (gölge-müphem) yanını bilmez, bilemez veya bilmek istemez. Kadın, sadece tecimsel olanın, zengin–fakir ayrımlarının, meta fetiş nesnelerin, sınıflar arası baskının yıkılmasının bu ilişki ve gönül macerası için yeterli olacağını düşünmektedir. 

Erkek maddi zeminler aşılsa dahi, kadının resmiyle olan iletişiminin, kadının kendisi ve bedeniyle olan ilişki içinde yiteceğini, belki de kirleneceğini sezgilemektedir. Ama fiziksel iletişim, âşık için kaçınılmazdır. Bedenler, tam olmamışlıklarında aşk halini kapsamasalar dahi yok edemez, yaşatırlar, aşmaya teşnedirler. Erkek yaşadığı hissiyatın,  yaşayarak kirlenmesine izin vermek istemeyebilir. Ama ötekisiz de ölemeyeceğini bildiğinden, zorunlulukla kendini kurban ederek sevecektir.  Aşık kalacaktır. Hayallerine yenik düşenlerden olacaktır.

Türk sinemasının usta ismi Metin Erksan, 2012 yılında 83 yaşında vefat etti. “Sevmek Zamanı” modern dünyanın insan halleriyle, tarihten devşirilen suret ile bütünleşme özlemine dayalı mistik deneyimleri harmanlayan sade ve özgün Türk filmi olarak dünya sinema tarihindeki yerini aldı.

"Bellek, varolanın gizlediği şeyi ancak “bir an için tüm anlamıyla” içerir." (Bataille) İnsan, belleğinde geçmişten geleceğe huzuru ve arzuyu yaşama hasretiyle devinmektedir. Erkek, resim üzerinden karşılaştığı fenomenin tam olarak bir anlığına yaşattığı “her şeyi kuşatan” yanılsamayı yaşar ve söyler: Ben, senin yalnız resmine aşığım.