Onu görüyorum sokağın ortasında, ben
bir duvarın kenarındayım. Ona (F) görünmeden, onun güzelliğini izlemeye
çalışıyorum. Sonra fark ediyorum, bir binanın hem köşesinde, hem de binanın
içine açılan salonunun kenarındayım sanki. Bir sahnenin arkasında, yâda
kenarında gibi. O ve diğerleri sokakta bir şey yapıyorlar grup olarak. Ne
yaptıklarını anlamaya çalışırken; onun buğday tenine, yeşil gözlerine, soluk
ama çekici ve düzgün yüz hatlarına gizli gizli keyifle bakıyorum. Bir takım
hareketler yapıyor kalabalığın önünde, ona çok yakışan pastel tonlarda ceket ve
bluz var üzerinde. Yavaş yavaş anlıyorum. O, dilsizlere eğitim veriyor yâda
dilsizlerle birlikte bir şeye hazırlanıyor, prova ediyorlar. Birden düşünüyorum,
Âşık olduğum kadın, dilsizlerle iletişim kuruyor. Pek anlamadığım figürleri, aerobik
benzeri, birlikte tekrar ediyorlar; dinginler ve keyifleri yerinde sanki.
Birden O’nun bir süre önce hamile
olduğunu ve kedi doğurduğunu öğreniyorum. Evet, kedi doğruyor; nasıl olur diye
şaşırıyorum. O, kadın, bir kedi yavrusu doğurmuş. Bulunduğum duvarın kenarında
bir yerde, birden yavru kediyi görüyorum, bir daha şaşırıyorum. Yavru kedi
sarman kedinin yüzü, tıpkı annesi. Kadın yüzlü yavru kedi. Sonraki şaşkınlık beni
daha bi tuhaflaştırıyor. Kedinin babası olan sarman kedi, benim 10 yıl
öncesinde sokakta bulup, 1 yıl evde baktığım erkek kedim. Benim yıllar önce
ayrıldığım ve çok sevdiğim sarman kedim; yine benim yıllar önce uzaktan
sevdiğim ve sadece sevmiş kaldığım kadın ile birleşmiş ve çocuk yapmışlar.
İçim burkuluyor, hüzünleniyorum. İki
sevdiğim, benden uzaklarda birleşmişler ve ben onların yanında olamamışım. Son
kez, Annesi yüzlü sarman yavru kediye bakıyorum, çok sevimli, patileri
arasından bana bakıyor. Göz göze geliyoruz yavruyla, annesi ile göz gelir gibi.
Kendi kendime “tıpkı annesi” diyerek, salonun kenarından sokağa çıkıyorum.
Sokak artık kasvetli, bunaltı geliyor içime. Duvarda bir konser afişi
görüyorum, öylesine bakıyorum, bilet fiyatları çok yüksek.
Nisan 2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder