Puşt Ahali

herkes kendi kendinden firaridir
değerli kağıt ve keyif peşinde
telaşımız malumdur
birilerinin bir yerleri acısa
sevinç çığlıkları dolanır durur içimizde.

moloz kamyonları geçiyor içimizden
yastıklar ıslanıyor gözlerimizin ferinden
her gün büyüyor köşe başı emeklerimiz
çünkü biz dalkavuk bir aileyiz.
 
iyiyim maskesi çıkmaz
yüzümüzden gece yatarken bile
kültürün infazına bazı günler sela okunur
ezan okundu diye durur gidip gelmelerimiz.
 
umursamazlar alayı toplanıyor ana caddede
iki cinsli yavşaklar ip gibi dizili
erk mabedi önünde.
 
boşvermişler sınıfında kalabalık
teneffüs zili ile gelen seraplar
Gobi Çölü dersin konusu
karma sergiler, grup yalanlar
4. tekil şahıs hariç kimse dersine çalışmamış
ne hikmetse.
 
puşt ahali meclisine düştü melekler
ücret mukabilinde gülüştü ahali gönlünce
meleklerin gülümsemelerinde hale
lal oldular leşler içinde.

ben ama ben demekten başlayamayan
karbon monoksit sohbetlerimiz
yanlış anlamanın kurnazlığı ile haftaları deviririz
bayram sonrasına kalmış barış sözleşmelerimiz
çok şey dilimize önceden verilmiştir.

sevgi duvarını aşmış birileri
kurşuna dizilmiş gövdeleri
büyümekten başka bakiyesi olmayanların çerçevesinde
kendi halinde olanların 
gönlü kesilmiş zar gibi ince ince
düşüyorsak az çok hep beraber
sorumlusu ağız tadıyla sev-iş-emememizdir.