Aylardan
Eylül’dü yâda rüya bana öyle söylüyordu. Gitmeden önce veda için buluşamamıştık,
sonra bilmediğim bir yolda yürüdüğümüzü gördüm; yolu sevdim. Kollarımla sana
sarılmak istedim, sardım sol kolumu koltuk altına doğru, yan yan sarıldık. Yolun
kenarında olanları, mekânları ve sesleri ne görüyor ne duyuyordum; önüm de
belirsizdi ama böylesi yürüyüş çok iyi geldi bana, çevrede yine pastel sarı
tonlar akıyordu. Birden mekân değişti; rüya, mekânı değiştirdi, yine engelledi
iyiyi.
Sen,
bana sarıldın; “çok çekicisin” dedin, bende sana “çok güzelsin” dedim. Ukde tam
o anda içime düştü; bana karşı olan ilgini daha önce niye bilemedim diye
hayıflandım. Sen niye söylemeye geç kalmıştın? Öpüşmeye
başladık, kemiklerimin esnediğini hissettim zevkten. Saf dinginlikle dilim,
dilinde eriyerek mutlu oldum. Seni iyi gördüm, derin ve sakin öpüşüyordun. Dilim,
dilinde dillere destan hazlarda yoğrulmaya devam etti. Saat: 8:55 idi ve sen,
9.30’da yola çıkmalıydın. Süreyi bana rüya bildirmişti? Tam 35 dakikamız vardı
mutlu olmak yâda zevk almak için.
Neden
bu kadar kısa süre? dedim kendi kendime. Sonra şaşkınlaştım, keyfim rüyanın
kontrolünde girdaplara dönüştü. Öptüğüm dudakların, ağzın içinden geçtim tüm
vücudumla, tek parça. Soluk borusundan sonra iç organlarına geldim. Neredeyim
bilmeden yine de öpüyordum seni. Son hatırladığım, bağırsaklarına girdiğim.
Seni canından, bağırsaklarının suyundan öpüyordum. Birden uyandım. Rüya -3.
şahıs O olarak- rüyamda senin rüyanı mı gösterdi bana?
Ekim 2015
Aylardan
Eylül’dü yâda rüya bana öyle söylüyordu. Gitmeden önce veda için buluşamamıştık,
sonra bilmediğim bir yolda yürüdüğümüzü gördüm; yolu sevdim. Kollarımla sana
sarılmak istedim, sardım sol kolumu koltuk altına doğru, yan yan sarıldık. Yolun
kenarında olanları, mekânları ve sesleri ne görüyor ne duyuyordum; önüm de
belirsizdi ama böylesi yürüyüş çok iyi geldi bana, çevrede yine pastel sarı
tonlar akıyordu. Birden mekân değişti; rüya, mekânı değiştirdi, yine engelledi
iyiyi.
Sen,
bana sarıldın; “çok çekicisin” dedin, bende sana “çok güzelsin” dedim. Ukde tam
o anda içime düştü; bana karşı olan ilgini daha önce niye bilemedim diye
hayıflandım. Sen niye söylemeye geç kalmıştın? Öpüşmeye
başladık, kemiklerimin esnediğini hissettim zevkten. Saf dinginlikle dilim,
dilinde eriyerek mutlu oldum. Seni iyi gördüm, derin ve sakin öpüşüyordun. Dilim,
dilinde dillere destan hazlarda yoğrulmaya devam etti. Saat: 8:55 idi ve sen,
9.30’da yola çıkmalıydın. Süreyi bana rüya bildirmişti? Tam 35 dakikamız vardı
mutlu olmak yâda zevk almak için.
Neden
bu kadar kısa süre? dedim kendi kendime. Sonra şaşkınlaştım, keyfim rüyanın
kontrolünde girdaplara dönüştü. Öptüğüm dudakların, ağzın içinden geçtim tüm
vücudumla, tek parça. Soluk borusundan sonra iç organlarına geldim. Neredeyim
bilmeden yine de öpüyordum seni. Son hatırladığım, bağırsaklarına girdiğim.
Seni canından, bağırsaklarının suyundan öpüyordum. Birden uyandım. Rüya -3.
şahıs O olarak- rüyamda senin rüyanı mı gösterdi bana?
Ekim 2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder