Ben iyiyim, endişe yılları bitti ama bayağı yoruldum. Metastazım, insanlara vesvese, vakit kaybı olarak, allegro tempo devam. ‘Bazı habis insanları nasıl tanıdım?’ diye kendi kötülüğüme kızıyorum.
Çalışmıyorum, şimdilik çalışmayı da düşünmüyorum. Sayısal falan yüklü para çıkarsa; Rüya Anlatısı metnimi film yapar, yönetmen olurum tek filmlik. Nasıl olmayan gelecek hedefim?
Sokaklarda kedi maması var bolca ve yeniyor; hem lezzetli, hem de protein değeri yüksek. Kadıköy’de gece yatış için idare eder hastaneler, kamusal alanlar var. Kışın denedim, kalınıyor; ilk başta zor olur ama sonra gerisi gelir. Emir demiri keser değil mi?
Bir dostum var adı Zeyno, tanısan seversin; bu enkazı andıran Dünya’da bana dost, sana ayna. Bir de kedi arkadaşım var; adı Joe, çok yakışıklı, ellerinden yalar. Yalnızım her zamanki gibi ve artık olması gerektiği gibi, belki de İrfan gereği.
‘Böyle nasıl kaldın?’ diye sormuştun yıllar evvel, bu mektup vesilesiyle cevap vereyim: Kötü insan olduğum için. Kendimi hep bildiğim ve tuttuğum için. İnsana, çevreme öfkeden; tabi bu iyi değil, pasif agresif kişilik. Şer için yeterli akçe ile karşılaşmadım en önemlisi. Hâlbuki, hep büyük, toraman günahlarım olsun istedim; kazanmak ve kanatmak istedim. Hani derler ya, insan şansını kendi yaratır, ben şansımı yaratamadım, şer ittifaklarına aşık kaldım. Köşeler hep tutulmuş önceden, bakılım kısmet artık.
Filozof olmayan iyi, sadece korkaktır. Ya da hakiki iyilik, kötülüğün içinde ve sınırında emek ile üretilmeli. Bunu, çocuk halim ile hissetmiştim ve kendi kendime konuşurdum ve ağaca çıkardım ve kendimle çatışırdım.
Gerçekte, Kuzey’den Güney’e atlas boyu oluk oluk kan dökmek isterim Kürdü, Türkü, Ermenisi, Lazı, Çerkezi v.b. Gelecekteki ölü sözcüklere ve çocuklara can vermek için, ibne şairin dediği gibi. Sen şimdi belki, bana faşist dersin ama unutma canımın içi, nice halis ruhlar; Faşist ya da Mecnun oldu, hiç değilse yaşatmak için.
Bunları, sadece sana kırgınlık ve hayata tepki diye okuduysan eğer, gücenirim. Sen de kendine iyi bak. Bu da geçer yahu.