Pagan dünya
ve tapınak, kutsal olmayan yaşamı, kutsal kılmak içindir. Tapınak
kült odasına (cella), mabet çalışanları dışında kimse giremez. Gizem, kutsalı yaşatır. Ayinler, mabet içinde
veya dışındaki sunak alanında (altar)
yapılır. Ritüel ve esrime için tapınağın görünümü,
yontu düzeni elzemdir. Anadolu pagan
tapınakları; Yunanlıların güçlü ve yalın Dor
nizamını, ince işçilik ve Asyatik
etkiler taşıyan İyon düzenini ve
süslemeci Korint üslubunu kullanır. (Yunan Tapınak Mimarisi hakkında bir başka yazı) Kült ile
kozmik gücün, maddi (profan) dünyaya
yansıması; tapınağın ortasında belirmesi beklenir. Yüce’nin tecelli etmesi
için dua edilir. Yaratan’ın kozmik enerjisi,
göz önünde kutsanır; Hayvan, bazen de Semitik paganlarda olduğu gibi insan kurban edilir sunak mekânında.
Didim Apollon Tapınağı |
Tapınak ve Kehanet Ocakları
Arkaik yaşamı şekillendiren;
ekonomik-gündelik düzlemi belirleyen, profan
dünyayı yöneten mekândır tapınak. Pagan dünyada kehanet (bilicilik), ilgi çekici olmasından öte, eko-politik kaygıların sonucudur; saldırıya her zaman açık şehirlerde yaşayan
halk ve yönetim için çok önemlidir kâhinler.
Konar-göçer kavimler her an gelebilir, taş taş üstünde kalmayabilir. Şiddet tekinsizdir, o yüzden önceden bilmek,
bilicilik elzemdir. Bazı tapınaklar, bilicilik merkezidir ve tabi ki gelecek
görüleri, doğru çıkan tapınak ve kâhinler;
güçlenir hatta zenginleşir verilen armağanlarla, tıpkı Didim Apollon Tapınağı ve Kâhinleri gibi.
Didim Apollon Tapınağı |
Didim Apollon Tapınağı
Efes
Artemis ve Sisam Heraion Tapınağı’ndan sonra, Anadolu’nun en büyük üçüncü tapınağıdır Didyma Apollon Tapınağı (Aydın-Didim). Atika Yarımadası'ndan göçmenler gelmeden önce, Didyma’da kutsal alan ve bilicik vardır; çünkü güneş ve
kehanet tanrısı Apollon, kökeni Hititlere kadar uzanan Anadolu tanrısıdır. Tapınağın
yapımına M.Ö. 550’li yıllarda
başlanır; sonrasında Pers istilalarıyla
zarar görür. Delphoi Apollon
Tapınağı ile birlikte antik dönemin en önemli kehanet merkezidir Didyma, kent
özelliği kazanmaz ama rahipleri,
Miletos sınırlarında resmi görevlidir
ve Ön Asya’da ayrıcalığa sahiptir. Makedon İskender döneminde tekrar önem
kazanır bölge ve arkasından kral Seleukos, M.Ö. 300’lü yıllarda arkaik
tapınağın olduğu yere, bugün gördüğümüz devasa tapınağın inşaatını başlatır. Yapımı
devam ederken M.Ö. 280’li yıllarda Galatların (Keltler) saldırılarıyla
mabet yıkıma uğrar; kalıntılar üzerinden Miletoslular yıllarca tapınağı bitirmeye
çalışır, hatta milattan sonra Roma döneminde devam eder ama hiçbir zaman tamamlanmaz mabet. Sonraki yıllarda gelen istilalar ve
depremle harabe olur tapınak.
İon düzeni Apollon Tapınağı, 109×51 metre boyutlarındadır; yanlarda
çift sıra (dipteros) olmak üzere toplam
124 sütun vardır. Dikdörtgen salon
ve etrafı yüksek duvar sütunlarla çevrili cella,
ana gövdesidir tapınağın. Pronaos’un iki yanındaki eğimli iki dehliz, naos’a bağlamaktadır ki, bu eşine rastlanmayan
düzenlemedir. Naos, halkın ibadet için girebildiği içteki kutsal
avludur. Naos yüksek duvarlarla çevrilidir. Çatısı hiçbir zaman yapılamaz mabedin ve tam ortasında sadece kâhinlerin girebildiği Sella Kutsal Alanı bulunur. Sella
kutsalına girişteki, 70 ton ağırlığındaki tek parça mermer blok
ilginçtir. Yüksek podyum, basamaklı giriş, kaideli sütun ve duvarları
ile Anadolu’daki Dor düzeni Attika
etkisini yansıtır.
Medusa Frizi ve diğer Kabartmalar |
Tapınak aynı zamanda hazine ve kâhin ocağıdır (okul),
kayıtlarında yanında kutsal kuyu ve defne ormanı olduğu yazar. Kral, tüccar ve askerler tapınağa
gelip, Apollon kâhinlerine gelecek hakkında sorular sorar; sunak alanında
kurban keser; altın, gümüş ve değerli
eşyalardan armağanlar verirlerdi
tapınak hazinesine. Pronaos sütunları, gösterişli bezemelere sahiptir ve
özellikle Medusa Frizi etkileyicidir. Kral İskender zamanında daha
kıymetlenir küt merkezi çünkü Apollon kâhinleri, İskender'in Tanrı Zeus'un oğlu olduğunu ve Doğu’dan zaferle döneceğini müjdeler. Roma döneminde
dört yılda bir yapılan Didyma Şenlikleri, renk
katar bölgeye. Anıtsal dev kalıntılar eksik haliyle, düştükleri yerde bile göz alıcıdır ve diğer mabetlere kıyasla
günümüze iyi koruna gelir. Didim ören yerindeki en eski yazıtlar, M.Ö. 600’lü yıllara aittir. Basiret sormaya gelenlere,
kitabenin birinde Kâhin, tanrı Apollon adına şöyle öğüt verir: “Doğru olan, babalarınızın yaptığını
yapmanızdır.”
Tapınak aynı zamanda hazine ve kâhin ocağıdır (okul), kayıtlarında yanında kutsal kuyu ve defne ormanı olduğu yazar. Kral, tüccar ve askerler tapınağa gelip, Apollon kâhinlerine gelecek hakkında sorular sorar; sunak alanında kurban keser; altın, gümüş ve değerli eşyalardan armağanlar verirlerdi tapınak hazinesine. Pronaos sütunları, gösterişli bezemelere sahiptir ve özellikle Medusa Frizi etkileyicidir. Kral İskender zamanında daha kıymetlenir küt merkezi çünkü Apollon kâhinleri, İskender'in Tanrı Zeus'un oğlu olduğunu ve Doğu’dan zaferle döneceğini müjdeler. Roma döneminde dört yılda bir yapılan Didyma Şenlikleri, renk katar bölgeye. Anıtsal dev kalıntılar eksik haliyle, düştükleri yerde bile göz alıcıdır ve diğer mabetlere kıyasla günümüze iyi koruna gelir. Didim ören yerindeki en eski yazıtlar, M.Ö. 600’lü yıllara aittir. Basiret sormaya gelenlere, kitabenin birinde Kâhin, tanrı Apollon adına şöyle öğüt verir: “Doğru olan, babalarınızın yaptığını yapmanızdır.”
Menderes Magnesia Antik Şehri
Magnesia
antik kenti (Aydın-Gümüşçay), Magnetler
(Asyatik-Kafkas kökenli kavimdir) tarafından
M.Ö. 400’lü yıllarda kurulur. Menderes Nehri kenarına kurulan şehir (Magnesia
on the Meander), denize kıyısı olmamasına rağmen, Ephesos, Pergamon ile Ege havzasının önemli yerleşim ve ibadet alanı olur. Lydia
medeniyeti içinde yer alan Magnesia Artemis
kültü, geçmişi Frigyalılara dayanan Bereket ve Toprak Ana Tanrıçası Kybele kültünün devamıdır, izidir.
Magnesia Artemis Tapınağı
Didyma,
Efes, Sardes tapınaklarından sonra Anadolu’daki 4. büyük tapınağıdır Magnesia Artemis Leukophryene. Arkaik sunak üzerine, M.Ö. 3. yüzyılın sonlarında mimar Hermogenes’in yönetiminde inşa
edilir. Tapınak
67 x 41 metre stylobat ölçülerindedir;
54 sütunludur, basamaklı podyum
üzerine kurulur. Çevresi sütunlarla kaplı
ön kısmı sunak alanıdır. Hermogenes, İon
düzenli pronaos-naos simetrisini
burada geliştirir; duvar
ve sütunları arasında eksen birim ve simetri kullanır; ayrıca mimarlık üzerine kitap yazar. Leukophryene, kendine özgün mekân algısına sahiptir; mimari etkiyle sunak
bölümündeki ışık-gölge kontrastı
güçlendirilir; yenilikleriyle,
kendinden sonraki yapılara emsal olur.
Magnesia kazı bulguları bugün, Berlin Pergamon, Paris Louvre ve İstanbul
Arkeoloji Müzesi’ndedir. Efes ve Sardes’teki Artemis tapınakları gibi,
Magnesia’daki Artemis Tapınağı da Ay’ın doğuş istikametine uygun olarak Batı
yönündedir. Dört bir yanında, 175
metre gibi devasa uzunlukta
kabartmalar (friz) vardır. Panellerde Yunanlılar
ile Amazonların savaşı işlenir-Amazonlar,
Attikalı istilacılardan önce Ege kıyılarında yaşan Asyatik kavimlerdir, ilk yerleşimcilerdir- anlatıda, savaşı kazanan
taraf belli değildir. Frizlerin tümünde, cella kısmındaki etkiye benzer,
gölge-ışık kontrası ön plandadır; frizler, yapının dışında ve architravın
üstündedir. Çatı ile alınlık arası üçgenlerde Epifani etkisi için pencere gibi açılmış kapılar vardır.
Menderes Magnesia şehri kalıntıları |
Amazonlar Kabartmaları, Artemis Leukophryene Tapınağı'ndan |
Mekân ve Işık: Epiphanie (Tecelli)
Epiphanie,
Tanrı’nın kapı aralığından görünmesi,
kendini insanlara göstermesi veya tecelli anlamına gelir. Magnesia’da
bulunan ve “16 numaralı” adı verilen
Leukophryene’ye ait yazıtta, Tanrıçanın Epiphanie’si anlatılır; tapınağın
ışık-gölge derinliği içinde cella’da bulunan Artemis kültü, bekleyen insanlara
gösterilir ve böylece epiphaine vizyonu yaratılır. “98
numaralı” yazıtta, ritüelin nasıl yapıldığı anlatılır. Alınlığın
ortasındaki kapıdan ve yanındaki iki pencereden içeri giren Dolunay ışığı, uygun açı ile cella’daki Artemis kültünü aydınlatılır bazı geceler. Kapıdan içeriyi izleyen paganların
gözünde ve inancında idol, beyaz parıltısı ile temaşa eder. Kült, tanrıçanın tecellisi olarak düşünülür,
hissedilir vakti zamanında.
Günah keçisinin kanını dökerek;
kötülüklerinden arınmaya ve suçlarını yok saymaya çalışır kimi paganlar. Mabet
dışına, kutsal olmayan profan yaşama dönüldüğünde günah keçisi, suçsuz insanlardan seçilir. Mısır ve İskenderiye Ekolü’nün kadim ve Hermetik
inancına göre “Huzur, mabettedir.”
Yaşama ve güncele serpilen avamdır; Havas
gizlenmelidir.
Artemis Leukophryene Tapınağı Kalıntıları, Türkiye |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder